te allaam.. submissive yapın olduğu anlamına filan gelmez. uzaktan yakından alakası yok. şu yakıştımalarla genelleyenlere nasıl uyuz oluyorum.. bunlar hep cehalet..
her neyse.
bu tür konularda insan kendini eğitebiliyor inan ki. bir kaç kabalık ettikten sonra daha rahat "hayır" diyebilmeye başlıyor insan. pratikle gelişiyor. ilk bir kaç seferinde "hayır" dediğin için çok rahatsız olsan bile 3., 5. seferinde sallamamaya başlayacaksın, o ilk bir kaç seferi yapman lazım ama. kendimden biliyorum.
etrafımdaki bencil insanları bir yere kadar örnek alıyorum. mesela çok net birşekilde senin teklif etmen gereken bir durumda susarak başla. "yemeğe de kalsaydınız" demek gerekiyor mesela, kibarlıktan, ama hiç istemiyorsun, bir dene bakalım, hiç birşey deme, gıcık sessizlik filan olsun, sal öyle kendi haline durumu. "neyse görüşürüz hadi bay bay" filan de. ve şunu düşün, eğer sen o teklifi yaparsan sana vereceği rahatsızlık (mesela yemeğe filan kalsalar) bir kaç saat olacakken, orada teklif etmeyerek çekeceğin rahatsızlık 2-3 dakika. bunları düşün, hesapla.
en kötü durumda ne olur, onu düşün bir de. mesela yemeğe kalın demedin, ama güler yüzle vedalaştınız filan, gittiler. en kötü, içinden "yemeğe kalın demedi" diye düşünecek. söyleyemez bile. hem düşünsün, çünkü ya o insanı tekrar göreceksin ve senin iyinle kötünle nasıl bir insan olduğunu anlayacak, ya da bir daha görmeyeceksin bile. mecburiyetten dilinin ucuna gelen "yemeğe de kalsaydınız"ı yutarken bunları düşün.
reddetmek konusunda ise, beyaz yalanların toplum içinde yaşamanın bir kuralı olduğunu kabul etmen lazım. beyaz yalan söylemeyen insan artık bir tuhaf keçıyor. söylemek zorundasın. karşıdaki de anlasa bile beyaz yalanı hoşgörmek zorunda. hoşgörmüyorsa onun öküzlüğü, senin değil. biri "şunu alır mısınız" dediğinde, direk kalsın deme, hazırda cümlelerin ve beyaz yalanların olsun, hazır bulunan bak, "biraz daha bakayım, dönüşte belki" gibi, ya da "şu an kartım yanımda değil, yarın uğrarım" gibi. "mutlaka gelin o zaman, ayırdım" filan diye ısrar ediyorsa "bakarız, bakıcam, bi düşünücem, siz ayırmayın, zahmet olmasın şimdi belli de olmaz" diye yuvarla. sanki düşünceliliğinden söylüyormuşsun gibi.
çoğu durumlarda işe yarayan cümleler var, sen de herkesten duyuyorsundur, "zahmet olmasın", "kalabalık etmeyelim", "daha sonra inşallah ama çok güzel", "rahatsız etmeyeyim dedim", "gelmeden yemiştik", "başkasına sözüm olmasa aslında çok isterdim valla" gibi. bir de direk beyaz yalanı yapıştırmaktan çekinme "çalışmıyor", "hastayım", "falancaya vermiştim, onda kaldı", "belim ağrıyor" gibi.
bunları söylerken kendini iğrenç bir insan gibi hissetmemeni sağlayacak şey ise şu; ne kadar fedakarlık yaptığını ve ne kadar bencillik yaptığını sen bileceksin, sen dengeleyeceksin. sen hep bileceksin ki sen hep kaytaran, kıvırtan bir insan değilsin, 3 fedakarlık yaptın artık bu bencilliği yapmak senin hakkın, kimsenin de bunun için seni yargılamaya hakkı yok. azıcık da kendin için yaşamak en doğal hakkın. tyapmak gereken taklifi yapmadığında oluşan gıcık sessizlikte bunları düşün. insan zamanla daha kolay "hayır" demeye başlıyor.
0